Memleket

        Güzellikler senin olduğun yerde olmaz sadece. Bizim diyarımızda barındırır çiçeği , böceği. Sen tutsan da kolumuzdan bizi; dağda , taşta gezen ayaklarımız , caddede lastik izine bulanıp acıtır içimizi.

       Sen 40 asırlık ibadethaneyi gezersin sırf ince ve güzel bir mozaik bulmak için. Bizi sarıyor onu her gördüğümüzde bir sülüs yazı. Gözümüze parlıyor. Uzaktan heyecan veriyor bir parça orman gibi yeşil ve güzel çini.

       Renkli ve çiçekli sahnede dans eden balerin , titretiyor senin içini. Bizim memleket sevdalısı kalbimizi kımıldatır , heybetli efenin dizini vuruşu yere.

        Dinlediğin orkestra fırtınayı andırıyor. İçine bir ürperiş geliyor. Bizim denizimizde çıkan fırtınalara benzemez. Çetindir fırtınamız bizim. Tek musiki ıstırap çekenlerin hüzünlü , acıklı nefesleridir. O da en hazin musikidir bizim için. Her nefeste gelen hüzün , acıtır iyice içimizi.

          Sen yabancı şehirde anlarmış gibi süzüyorsun öylece duran bir kadın heykelini. Tek vasfı bu mu? Tek özelliği kadın olması mı? Anadolu gerek duymaz heykele. Git ve gör. Ne heykeltıraş ne ressam gelse anlatamaz. Zorluklara karşı duran , çalışkan , beli bükülmeyen köylüyü. Görünce biz bu köylüyü , tuhumuz duyar en büyük zevki. Anlarız onu, vazgeçmeyen Anadolu insanının halini.

         Zaten yazılmamış destandır karşıda duran Anadolu. Ne ben bilirim böyle sanat ne sen. Yaylasıyla , ovasıyla , parsıyla , vaşağıyla duruyor. Biz taşlı , çamurlu ve vatansever yolumuzda türkü söyleriz. Ey arkadaş! Senin yolun batının kültürü iken bizim yolumuz uğruna can verilen vatandır. Elveda sana arkadaş! Senin yolun batıydı , benim ki ise adı Anadolu olan o güzel diyardı.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kaçak

Ben