Kayboldum Galiba (Anı)
2016 yazında (15 Temmuz öncesi) Antalya’da Catamaran Otel adında bir otelde tatil yapıyorduk. Tatilimizin normal bir gününde babamla birlikte denize gitmiştik. Annem otelde kalmayı tercih ettiği için o gün denize gelmemişti. Şezlonglarda güneşlenirken hava gerçekten çok sıcak olduğu için babam bana dondurma isteyip istemediğimi sormuştu. İstediğim için babam şezlonglardaki havlularla birlikte beni sahilde bırakmıştı. Dondurma açık büfe gibi bir yerde satıldığından epey sıra oluyordu. Babamın gitmesinden 15-20 dakika sonra babamın hâla ortada olmadığını farketmiştim . Havluları , şezlonglarda unutup babama bakmaya gitmiştim. Babamı o kalabalık dondurma sırasında göremeyince iyice telaşlanmıştım. Otel çok karmaşık olduğundan otele giriş kapısını bulmak için herkese soru soruyordum. Soru sorduğum herkeste Rus veya Ukraynalı olduğu için anlaşamıyorduk. Ama en sonunda aradığım kişiyi bulmuştum . Hayır babamı değil , bir Türk bulmuştum. Beni yönlendirmesiyle birlikte otele girdim ve bize rehberlik yapan abinin yanına gittim. Annemi aradı ve annem lobiye indi. Babamda telaşla lobiye girmişti. Dondurmaları alıp sahile gitmiş ama beni göremeyince dondurmaları çöpe atıp aramaya başlamış. Küçüklüğümde etraftan duyduğum kelimeleri yerli yersiz kullanmayı çok severdim. İzlediğim bir çizgi filmde “Meslek sırrı” dediklerini duymuştum. Otelin akşam yemeğinde babam nasıl otele girdiğimi sorunca “Meslek sırrı” demiştim. Anıdan bağımsız gerçekten alakasız yerlerde kullandığım kelimeleri şu anki aklımla düşününce çok saçma olduğunu anladım. Mesela ilkokulda okul çıkışında bir sınıf arkadaşımın (9-C’deki Ozan) annesine yine çizgi filmden duyduğum “Karadeniz’de gemilerim battı” cümlesini kurmuştum. Kadın bana “ne oldu?” Nişe dememişti . O cümleyide yanlış kullanmışım zaten. Benim cevap verirken kullanmam değil bana soru soranın kullanması gerekiyormuş.
Yorumlar
Yorum Gönder