Buğra Kağan Çodar

 Türkiye’de futbol 2020 yılına kadar gayet güzel oynanırken 2020 yılından sonra bir şeyler oldu. Hakem hataları , şike iddaaları ve atışmalar artmaya başladı. Bunun en büyük sebebi hakemlerin maaşının az olması. Hakem maaşını az buluyor ve takımlardan gelen teklifleri kabul edebiliyor. Sadece hakemlerdede olmuyor bu. Takımlar kara para aklayabiliyor ve illegal paralar kazanıyor. Birkaç yıl önce Tuzlaspor biletleri 99.000₺ gibi bir fiyattan sunmuştu. Bu sadece küçük kulüplerde değil büyük kulüplerdede oluyor. Örnek olarak Galatasaray’ın sponsorluğu verilebilir. Normalde yasadışı bahis sitesi olan bir firmanın “News” adıyla kurduğu başka bir firma Galatasaray’a sponsor olmuştu ve sponsorluk sonradan iptal edilmişti. Futbolun içine siyasette girdi. Birkaç gün önce çıkan olayları bastırmak için bugün bir TFF yetkilisi istifa ettirildi. Benim düşüncem bu yönde. Nedeni ise yerli hakem verilmemesiymiş. Onlarca derbi oynandı ama yeni gelmiş aklına. Fanatik kişilerin aklını çelmek için yapı...

 

 Nevruz , yeni gün anlamına gelir. İlk olarak Mezopotamya’da milattan önce 3000 ila 2000 yılları arasında ortaya çıktığı düşünülür. 2. yüzyılda Persler tarafından yazılı olarak kaydedilmiştir. 10. ve 15. yüzyıllarda Türkler tarafından Göktürklerin Ergenekon’dan çıkışı olarak kutlanmıştır. Osmanlı döneminde hem sarayda hem de halk içinde kutlanmıştır. Türkiye’de 1991 yılında ilk kez resmi olarak kutlanmaya başlanmıştır. 2009 yılında UNESCO tarafından somut olmayan kültürel miras kabul edilmiştir. 2010 yılında ise Birleşmiş Milletler , nevruz gününü “uluslararası nevruz günü” ilan etmiştir. Türk devletlerinde Hun zamanı kutlanmaya başlanan bu bayram Hunlardan Göktürkler’e , Göktürklerden Uygurlar’a , Uygurlardan Selçuklu’ya , Selçukludan Osmanlı’ya , Osmanlıdan ise Türkiye’ye taşınmıştır. Milattan önce 2635 yılında Ergenekon’dan çıkıldığı düşünülmektedir . Bu yüzden Türkler’de nevruzun başlangıcı 2635 olarak düşünülür. 

Yine geldi ramazan. Oruç tutan var tutmayan var. Eskiden oruç tutan kişinin yanında yemek yemeyi bırakın bir susam bile yenilmezdi. Yenilse bile gizli gizli yapılırdı. Şu an oruçlu insanın gözüne baka baka yiyorlar ve içiyorlar. Ben oruç tutmuyorum ama su içerken suyu sıra altına sokup bastırıyorum böylelikle suyu göstermeme gerek kalmıyor. Tek ben yapıyorum bunu galiba. Oruçlu olan kişi olduğunu bile bile yediğin yemeği göstermek ne kadar mantıklı? Yeme diyemezsin ancak saklarsın. Oruçlu kişiye bile saygı yok. Murat Hoca bugün koşu yaptıracaktı ancak oruçlu kişiler olduğundan yaptırmadı çünkü oruçluya saygılı . O oruçlu kişiyi en çok zorlayan şey koşmak değil nefsini korumakken etrafında yemek yemek ne kadar mantıklı? Hiç.