Çalıkuşu

 Çalıkuşu içerisinde binbir farklı duyguyu barındıran bir romandır. Yazar ön sayfada mutluluğu , arka sayfada hüznü kaleme alıyor. Annesini kaybettikten sonra Fransız mektebine giden yaramaz ve hareketli bir kızın durduk yere Kâmran adındaki kuzenine aşık olması çok ani bir olaydır. Feride adındaki bu kız sınıftan bir arkadaşına yalan söylüyor , kuzeni her okula geldiğinde onunla flörtleşiyormuş gibi davranıyor. Normalde kız gibi davranıyor dediği çocukla nişanlanıyor ve bir kadından aldığı mektupla bu aşka son veriyor. Yazarın yazdıkları arasında tutarsızlık çok fazla ve bu tutarsızlıkların olması bana göre metnin havasını bozuyor. Kimisi beklemediği bir şey olduğu için daha fazla okuma isteği duyar ancak ben bu tekrarlardan sonra kitabı okumak istemedim. Yıllar sonra Feride büyüyor ve öğretmen olmak istiyor. Bunun sonucunda gidip bir eğitim kurumuna başvuruyor. Binbir türlü zorluktan sonra bir köye atanıyor ve yine sorun yaşıyor. Başka bir köye gidiyor yine sorun yaşıyor. İnsanlar onun hakkında iyi ve kötü dedikodular çıkarıyor. Ona kısmet bulmaya çalışıyor ve aralarından bazı insanlar cidden ona yardım ediyor. Hacı Kalfa , Hayrullah Bey gibi isimler onun iyiliğini istiyor. Yazar burada sürekli sorun çıkartıyor ve bu da benim sinirimi bozuyor. Zaten zorluk yaşamış bir kadın var. Gittiği köyde de sorun yaşıyor. Kandırılıyor. İnsanlar onun hakkında durduk yere neden dedikodu uyduruyor? Başka insan mı yok? Feride günah keçisi mi? Yazar kadın öğretmenleri yükselteceğim diye olayları abarttıkça abartmış. Rahat bırak şu kadını be adam. Bir asker gelir baş başa yemek yer , kahvecinin çırağı seninle dalga geçer , öğretmen sinir krizi geçirir. Bu kitabın filmi var birde. Oyuncular bile sıkılmıştır şu filmi canlandırırken. İlk kısımı keyiflice okurken ikinci kısımdan sonrasını pek isteksiz okudum. Feride’nin görev yaptığı köye heyet geliyor , Fransızca bildiği için heyetle konuşuyor falan filan. Feride bir adamla formalite evliliği yapıyor , adam Feride’nin günlüğünü buluyor ve Feride’nin Kamran’la evlenmesini istiyor. Feride de kocası ölünce Kamran’la evleniyor. Ha birde Munise var. Feride’nin öğretmenken evlatlık edindiği kızı . Okulda koruması beklenmeyecek bir çocuk Munise’yi zorbalıktan koruyor . Munise ile her yere gidiyor ve Munise ölüyor. Öncelikle Feride ve Kamran’ın evlenmesiyle başlayalım. Niye evlendi bu Feride? Aldatmamış mıydı bu adam seni? Nefret etmiyor muydun? Kocan öldüğünde bunu istedi diye evlendin adamla. Yazarın tutarsızlığı burda da boy gösteriyor. İkinci olarak ise Munise’nin ölümü. Bu olay gerçek bir olay olsaydı Feride kalpten giderdi. Eğer hazırsanız Feride’nin başına gelen bazı kötü olayları sayıyorum: 

Annesi öldü , babası öldü , kızı öldü , kocası öldü , nişanlısı aldattı , anneannesi öldü . 

Bunlar sadece ölen kişiler. Birde bunun zorlukları var. Köyde , okulda ve başka yerlerle , kişilerle yaşadığı zorluklar. Reşat Nuri Güntekin bugün yaşasaydı ona söylemek istediğim tek şey “Ölümün 1001 Farklı Yolu” adında bir kitap çıkarması olurdu.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kaçak

Memleket

Ben